Welcome to Our Website

Caydırıcılık oyunu!

Günlerdir İran’ın misillemesine İsrail’in karşılığı ne olacak diye konuşurken dün sabaha savaş haberleriyle uyandık. İsrail füzelerle topyekün İran’ı hatta aynı anda Irak ve Suriye’de de belli hedefleri vurdu denildi. Bu da İran’ın misillemesinde katkısı olan yapılar kim varsa onlara yönelik geniş bir konsepti olan saldırı demekti aynı zamanda. Bölgenin de ateş çemberine dönüşmesi elbette. Ama sonrasında ise füze değil, sınırlı bir mini dron saldırısı, hedefinde sadece İran-Isfahan’daki askeri üs olduğu ortaya çıktı. İran’da “küçük bir saldırı oldu püskürttük” dedi. İsrail ise genelde olduğu gibi anında üstlenmekten ziyade bu cılız saldırıyla “Bak ben de sana uyarı verdim” havasında. Hatta saldırının İsrail kaynaklı olduğunun doğrulaması dahi İsrail’den değil ABD’den geldi… Tabii dron’ların İran topraklarından havalandığı yolunda kafa karışıklığı yaratan bilgilerle. Dolayısıyla saldırıyaMOSSAD parmağı da dahil olmuş durumda…İran’ı, İran’dan vurma operasyonuyla… 

***

Herkes biliyor ve bekliyordu ki İsrail bir yanıt verecek, bu da orantısız oluyor hep. Kendisine verilen zararın daha üzerinde bir karşılık yani. Daha çok merak edilen, endişelendiren de bunun zamanlaması, nereye, ne şekilde olacak konusuydu. ABD ve İngiltere, Fransa’nın da İsrail’e bu konudaki destekleri duruşları da malum. Sadece İran’ı saldırgan, İsrail’i mağdur pozisyonuna sokup sürekli gaz vererek ateşi, gerilimi tetiklediler. Hala da öyle. Ama İsrail’in bu hamlesi bir taraftan da İran açısından yeni bir sürecin başlangıcı anlamına geliyor. Bu bağlamda kritik soru da şu: 

Bu saldırı son mu yoksa büyük hesaplaşmaya dönük kırılma anı mı? 

Çünkü İsrail’in Şam’daki büyükelçiliği vurması, ardından İran’ın yaptığı misillemeye eğer bir yanıt verilmeseydi bu iş o noktada bitebilirdi. Ama İsrail durmadı, bağıra bağıra “intikamını alacağız, bedelini ödeteceğiz” dedi. İran’da “sakın deneme, bu kez karşılığı çok ağır olur”diye posta koydu. Her ikisi de sorumsuz, altı boş bölgeyi ateşe atmaktan hiç çekinmeyen adımlar ve ifadelerle onu yaparız, bunu yaparız pozisyonundaydılar açıkçası. Buna bir anlamda “caydırıcılık oyunu” da denilebilir…Bu bağlamda yaptıkları hamlelerle de belki kendi kamuoylarını tatmin etme durumları olabilir, ancak bunun her iki taraf açısından da tansiyonu artırma, ülkelerindeki radikalleri daha da tetikleme olasılığı var. Nitekim İsrail Başbakanı Netanyahu’nun koalisyon ortağı aşırı sağcı bakan Ben-Gvir X hesabından yaptığı paylaşımda İran’ın silahlı insansız hava aracıyla vurulmasını “cılız” bulduğunu kaydetti… 

*** 

Kısacası öyle ya da böyle sonuçta İsrail bir karşılık vermiş oldu. Herkes kendi payına çok fazla risk almadan bir mesaj verdi. İsrail, ABD’yi bilgilendirdiğini söylüyor. ABD’de “biz bunun arkasında değiliz”diyor. İran, “biz zaten, hiç zarar görmedik, şu an için acil karşılık verme falan söz konusu değil” pozisyonunda. Bunun herkes kendi oyununu kurdu ve burada frene basma, başka bir üst seviyeye taşımama senaryosu olma olasılığı da yüksek…Şimdilik ve da sürprizlere açık olmak kaydıyla. Çünkü öngörülmesi zor, tehlikeli ve çok riskler barındıran son derece kırılgan bir dönem olduğu da açık…Bundan sonra da zincirleme yanıtlar, saldırı ve karşı saldırı şeklinde bir süreç yaşanabilir. Bu da ABD ve diğer başka ülkelerin de devreye girme ihtimali anlamına geliyor. Korkulan, dünyayı endişelendiren savaş yani… 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir