Mısır zirvesinden ne çıktı, Türkiye nasıl değerlendiriyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır‘daki Gazze zirvesi sonrası, anlaşmanın kapsamına dair değerlendirmeler yaptı.

Erdoğan, anlaşmanın “Filistin sorununu çözen bir belge” olmadığını söyledi.

“Varılan bu mutabakat özü itibarıyla bir ateşkes düzenlemesidir” diyen Erdoğan, “iki egemen devletli” çözüm yönünde çalışmaların artması gerektiğini söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump ise ABD’ye dönüş yolunda bu konuyla ilgili bazı kişilerin tek devletli çözümü desteklediğini, diğer ülkelerle de koordinasyonla “neyin doğru olduğuna karar vereceğini” söyledi.

Donald Trump’ın ismiyle anılan anlaşmanın dünya kamuoyuna duyurulmasıyla, Gazze’de uluslararası bir görev gücüne ilişkin de yeni bilgiler gelmeye başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Ekim’de “sahadaki uygulamalarını takip edecek” görev gücünde Türkiye’nin de yer alacağını söylemişti.

Erdoğan Mısır dönüşü bu konuyla ilgili değerlendirmelerin devam ettiğini söyledi.

Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın “bölgedeki muhataplarıyla” görüşmelerini sürdürdüğünü ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile kurdukları diplomasinin çok önemli olduğunu ve ABD liderinin kendisine “telefonla irtibatlarımızı kuralım ve bu telefon diplomasimizi ihmal etmeyelim” dediğini de aktardı.

Mısır’daki zirvede Trump, Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani, “Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Mutabakatı”nı imzaladı.

Mutabakat metninde şu ifadeler yer alıyor:

“Kalıcı barışın, hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin temel insan haklarıyla insanlık onurlarının korunması ve güvenliklerinin garanti altına alınmasıya sağlanabileceğinin farkındayız.

“Gelecekteki anlaşmazlıkların uzun süreli çatışmalar yerine diplomatik angajman ve müzakereler yoluyla çözülmesini taahhüt ediyoruz.”

Mısır zirvesi sonrası ucu açık sorular neler?

BBC adına zirveyi takip eden Hugo Bachega zirvenin, içeriğinden çok sembolik önemiyle öne çıktığını bildiriyor:

Sağ rehinelerin ve tutukluların karşılıklı serbest bırakılmasıyla ilgili 72 saatlik ilk aşamanın tamamlanmasıyla gözler bundan sonrasına çevrildi.

Trump’ın 20 maddelik planın kalan maddeleriyle ilgili müzakerelerin halihazırda devam ettiğini söylemesi yeni bir şeydi ancak bunların nasıl, nerede ve ne zaman gerçekleştirileceğine dair herhangi bir ayrıntı vermedi.

Hamas’ın geleceği, İsrail’in geri çekilmesinin boyutu ve Gazze’yi kimin yöneteceği gibi önemli engeller varlığını sürdürüyor.

Bunlar, zorlu ve muhtemelen uzun görüşmeler gerektirecek anlaşmazlık noktaları.

Trump, savaşın sona erdiğini ve ateşkesin süreceğini defalarca söyleyerek iyimser bir tavır sergiledi.

Bundan sonra ne olacağı konusunda netlik olmamasına, hatta bir planın bile olmamasına rağmen, başkan anlaşmasını Gazze’nin ötesinde bir şey olarak pazarlıyor.

Şarm el-Şeyh’te, katılımcı liderlerin arkasındaki devasa pankartta “Ortadoğu’da Barış” mesajı yer alıyordu.

Trump, burada ve İsrail parlamentosunda yaptığı konuşmalarda, bilindik abartılı ifadeleri kullandı ve “Kutsal Topraklar barışa kavuştu veya “bu anın yeni bir Orta Doğu’nun tarihi şafağı” olduğu gibi abartılı iddialarda bulundu.

Bölgedeki birçok savaşın çıkışının merkezinde yer alan Filistin devleti meselesinden ise hiç bahsedilmemesi dikkat çekici.

Bu sorun çözülmezse kapsamlı bir bölgesel anlaşma asla gerçekleşmeyecek. Ama bundan önce, Gazze’deki anlaşmanın gerektiği gibi tartışılıp sonuçlandırılması gerekiyor ve bu bile garanti değil.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir