Bilimsel uyarılara rağmen yapılan binlerce binanın depremde çökmesi de idarecilere ders olmadı. Depremin yıkıma yol açtığı kentlerden Diyarbakır’da, TMMOB Amed İl Koordinasyon Kurulu ve Şehir Plancıları Odası’nın valilik ve kayyım tarafından yönetilen belediyeyi defalarca “Buraya çadırkent kurmayın” diye uyarmasına rağmen Dicle Nehri kenarında kurulan çadırkenti dün su bastı. Birçok çadırı su basınca, valilik kararıyla çadırkent tahliye edildi. Valilik, yaptığı açıklamada, “sel baskını riski bulunmamaktadır” açıklamasıyla yetindi.
AFAD ile kayyım tarafından yönetilen Diyarbakır Belediyesi, depremden sonra geçici barınma merkezi olarak Yenişehir’e bağlı Silvan yolu üzerindeki, Dicle Nehri’nin sağ sahilini belirledi.
TMMOB Amed İl Koordinasyon Kurulu, bunun üzerine geçmiş yıllarda Dicle Barajı kapağının patlaması sonucu bu alanın su altında kaldığını, mevsimsel yağışlardan dolayı nehir debisindeki akış düzensizliğinin taşkınlara yol açabileceğini belediyeye bildirdi. Bu alanda çadırkent kurulması durumunda havaların sıcaklaşması, sazlık alandaki sivrisinekler nedeniyle hastalık riski oluşacağını bildiren kurul, atıksularının nehirdeki ekosistemi de çökerteceğini ifade etti. Bu durumdan UNESCO Dünya Mirası listesindeki Hevsel Bahçelerinin bile etkileneceğini bildiren kurul, altyapı bulunmayan bu alanda çadırkent kurulmasının felakete yol açabileceğini vurguladı. Kurul, ayrıca çadırkent kurulabilecek, altyapısı hazır, mülkiyeti hazinede bulunan farklı yerlerin listesini de belediyeye bildirdi.
“Serin yer iyidir”
Eleştirilere yanıt veren Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Vekili Abdullah Çiftçi şunları söyledi:
“Çadırkentler’de en büyük risk yangın riskidir. Su kaynaklarına yakın yerde kurulması tercih sebebidir. Soğuk yerde kuruldu endişesi yersiz bir endişedir.. Bir ay sonra soğuklar değil sıcaklar sorun olacaktır. Serin yerde olması avantaj olacaktır. Taşkın riski ancak baraj patlarsa vardır. O halde dahi barajdan Çadırkent alanına suyun gelmesi en erken 6 saatte olacaktır.. Bu süre tahliye için yeterlidir. Sinek sorunu ilaçlamalarla çözülebilir bir sorundur, nitekim suyun hemen yan tarafından yoğun villa konutları mevcuttur. Şehirden izole eleştirisi de yersiz bir eleştiridir.. Çadırkent şehirin hemen girişinde ve ana yol üzerindedir.. Sosyal açıdan seçilen yer uygun bir yerdir.. Ayrıca Çadırkentin içerisinde yeterli sosyal donatı alanları olacaktır. Çadırkentte, yangın,boğulma,taşkın vb.her türlü güvenlik önlemi düşünülmüş ve uygulanmıştır.”
Valilikten yanıt yok
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, bilimsel uyarılarını rapor halinde Diyarbakır Valiliği’ne de gönderdi. Ancak valilik, uyarılarla ilgili herhangi bir dönüş yapmadı.
Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi de kapsamlı bir rapor hazırlayarak valiliğe gönderdi. Raporun sonuç bölümünde, “Mevcut çadır kent alanının insan sağlığını tehdit eden koşullar barındırmaktadır. Geçici olması planlanan bu alan ayları belki de yılları alacak bir süreçtir. Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi olarak önerdiğimiz alanların tarafınızca değerlendirilmesi ve depremzedelerin yaşam koşullarını iyileştirilmesini talebindeyiz” denildi.
Su bastı, tahliye edildi
Şanlıurfa ve Adıyaman’da ölümlere yol açan yağışlar, sözü edilen çadırkenti de etkiledi. Çok sayıda çadır su altında kaldı, çadırkent kullanılamaz hale geldi. Valilik ise şu açıklamayla yetindi:
“Silvan yolu üzerindeki Çadır Kent’te barınan depremzede vatandaşlarımızın, meteorolojik veriler ışığında tedbir amacıyla geçici süreliğine Yeşilay Rehabilitasyon Merkezine yerleştirilmeleri kararlaştırılmış olup, vatandaşlarımızın tahliyeleri valiliğimiz koordinesinde ilgili kurumlarımızca devam etmektedir. Hava şartlarının normalleşmesinin ardından vatandaşlarımızın tekrar çadır kente yerleşmeleri sağlanacaktır. Hâlihazırda, çadır kentimizde herhangi bir sel baskını veya taşkın riski bulunmamaktadır. Vatandaşlarımızın can güvenliği ve en iyi şekilde barınmalarını sağlamak üzere çalışmalarımız titizlikle devam edecektir.”
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu açıklamasında ise, “Uyarılar görmezden gelinmiş, insan hayatı tehlikeye atılmıştır. Bilimden, liyakattan, teknikten uzak yönetim anlayışını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” denildi.