CHP’de konuşulanın, düşünülenin tersine İmamoğlu ve Özgür Özel’in arası o kadar da kötü değil.
Herkes kendisine düşen rolün gereğini yerine getiriyor. Ve 1 Nisan sabahını bekliyor.
O gün CHP’nin 2028 seçimlerine kadar izleyeceği rota ve gemiyi idare eden kaptan netleşecek.
CHP’de 1 Nisan’a kadar kimse kimseyle ne ters düşer ne de açıktan kavga eder.
Yukardaki durum bu. Aşağıda neler oluyor bir bakalım..
CHP’ye belediye başkan adayı olmak için 16 bin kişi başvurmuş. CHP yönetimi bu sayıyı partiye olan ilginin bir işareti olarak kabul ediyor.
İddia edilenin aksine İmamoğlu, İstanbul dışındaki yerlerde adayları belirlemeye çalışmıyor. Ama İstanbul’a da kimseyi karıştırmıyor.
İstifa ettirdiği 9 bürokrattan 4’ünü şu ana kadar aday göstermeyi başardı. ( Eyüp-Üsküdar-Pendik-Fatih)
Kalan 5 bürokratın da 5 ilçeden belediye başkan adayı yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor.
CHP’de İstanbul’da Beşiktaş, Kartal ve Beylikdüzü hariç tüm belediye başkanları ile vedalaşılacak. Yerlerine yeni isimler aday yapılacak.
İzmir’de durumlar hala karışık. Buğra Gökçe’ye şiddetli itirazlar var. İbre Selin Sayek Böke’den yana. Tunç Soyer’e genel merkez sıcak bakmıyor ama HDP desteği ve olası bir rest dengeleri değiştirebilir.
Antalya’da da mevcut başkanın gitme ihtimali kalma ihtimalinden daha yüksek. HDP burada da etkili. Aynı şekilde TİP de bu başkanı istemiyor.
Ve Kılıçdaroğlu cephesi..
Kemal Bey kapısını aşındıran adaylara “Parti için çalışın” demekle yetiniyor. Kimse için devreye girmiyor.
Özel-İmamoğlu cephesi Kemal Bey’i uzaktan ama dikkatli bir şekilde takip ediyor. Eski genel başkana olan ilginin adaylar belli olduktan sonra azalacağını düşünüyorlar.
Kemal Bey ise tıpkı Özel ve İmamoğlu gibi 1 Nisan sabahını bekliyor. Yakın çevresine “Bu partinin geleceği beni ilgilendirir” dediği rivayet ediliyor.
CHP’de son durum böyle.
Hayalet ve Akbaba’yı unutmayın
Sonunda bu da oldu.
CHP dizi ve sinema oyuncusu Erdal Beşikçioğlu’nu Etimesgut’tan aday gösterdi.
Beşikçioğlu değerli bir sanatçı. Belediyecilik, idarecilik, yöneticilik deneyimi yok. O ilçede hiç yaşamamış. Sokaklarını dolaşmamış. Bir düğüne, cenazeye katılmamış! Ama Etimesgut’u yönetmeye talip!
Ülkenin başkentinde, 650 bin nüfuslu bir ilçeyi bu vasıflara sahip olmayan bir sanatçıya teslim eden siyasi aklın bir bildiği vardır diyeceğim ama kendilerine de haksızlık yapmak istemem..
Başkanlık makamı için Behzat Ç’nin uygun görüldüğü yerde Başkan Yardımcılarının da Hayalet ve Akbaba karakterlerini canlandıran oyuncular olması şart. Zabıta Müdürlüğü için de Komiser Harun’dan başkası düşünülmesin lütfen.
Şaka bir yana… Beşikçioğlu’nun adaylığına karşı çıkan Mansur Yavaş haklı.
Ne anlar dizi oyuncusu belediyecilikten?
Ha CHP “Bize bir artist lazım, belediye başkanı değil” diyorsa o zaman iş farklı.
Hayrını görsünler.
Deprem çocukları devlet korumasında
Tek dişi kalmış sözde Batı Medeniyeti Epstein skandalı ile çalkalanıyor.
Merkezinde çocukların olduğu böyle bir sapkınlık tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmışken, sosyal medyada bazı hesaplar ise Türkiye’de 6 Şubat depreminde kaybolduğu iddia edilen çocuklar yalanını dolaşıma soktu!
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, devleti aciz göstermek maksatlı bu sosyal medya çalışmasına ilk tepkiyi gösteren isim oldu: “Depremde ailesinden ayrı düşmüş/refekatçisi olmayan 1.912 çocuğumuzdan biri bile kayıp değildir.”
Bakanın bu açıklaması önemli. Kirli siyasetlerine çocukları alet etmek isteyenler dün olduğu gibi bugün de yalanlarına devam edecektir. Ama kafasını karıştırmak istedikleri kamuoyunun aşağıdaki rakamları bilmesinde fayda var. Bu devlet çocuklarını asla yalnız bırakmaz..
* 6 Şubat depreminden sonra ailesinden ayrı düşen 1.912 çocuktan 1.874’ü ailesine ve aile yakınlarına teslim edildi.
* 6 çocuk aile odaklı hizmetlerden faydalandırıldı.
* 1 çocuğun tedavisi halen devlet gözetiminde hastanede devam ediyor.
* 15 çocuğumuz bakanlığa bağlı kuruluşlarda bakım ve koruma altında.
* 16 çocuğumuz -maalesef- vefat etti.
* Devletin kayıtlarında kimliği belli olmayan çocuk yok.