Nasıl Bağlanamıyoruz?: Bağlanma Stilleri
“Beni boğuyorsun, biraz alana ihtiyacım var”,
“İlk zamanlar çok ilgiliydi, şimdi sanki benden kaçıyor.”,
“Ailelerle tanışmaya ne gerek var? Daha ciddi bir şey yok ki”,
“O benim her şeyim onsuz yapamam”
“Kimseyle ilişki yaşamak istemem. Benim o taraklarda bezim yok.”,
“Ben takılırım, benden romantik bir şeyler bekleme.”,
“İlişkilerde terk edileceğim diye çok korkuyorum. Partnerimin en küçük bir soğukluğu beni fazlasıyla tedirgin ediyor.”gibi cümleleri günlük hayatımızda çevremizden duyarız ve biz de bu cümleleri sarf edebiliriz.
Bu cümleler çoğu zaman zihnimizde karmaşalar yaratır.
Bağlanma stilleri
Kaçıngan bağlanma
Bu bireyler yakınlığın ve temasın özgürlüklerini işgal ettiğini düşünerek endişe ederler. Dışarıdan bakıldığında özgüvenli ve kendi ayakları üzerinde duran insanlar olarak gözükmek onlar için oldukça önemlidir. Bakım verenleri tarafından yetersiz sevgi ve şefkat gören bu bireyler için duygularını belli etmek ve bağlanmak zor bir süreç olabilir. Bu bağlanma stiline sahip bireyler şu gibi cümleler kurabilir; “Beni boğuyorsun, biraz alana ihtiyacım var”, “Yardıma gerek yok, ben hallederim”, “Ailelerle tanışmaya ne gerek var? Daha ciddi bir şey yok ki”, “Ben pek temas sevmiyorum”.
Kaygılı bağlanma
Bu bağlanma stilinde kendini yetersiz hissetme, her an terk edilecekmiş duyguları baskındır. Partnerin sevgisinden şüphe duyulduğu için tehdit edici olmayan durumlarda bile partneri test etme davranışları öne çıkar. Bu davranışlar fazla şımartıp ardından kayıtsız kalan yani bir git gel halinde olan ebeveynlerin çocuklarında ortaya çıkar. Bu bağlanma stiline sahip bireyler şu gibi cümleler kurabilir; “İlk zamanlar çok ilgiliydi, şimdi sanki benden kaçıyor.”, “Ona ulaşamadığımda aklıma tüm kötü ihtimaller geliyor.”, “Galiba, terk edileceğim.”, “O benim her şeyim onsuz yapamam”, “O benden daha mı güzel?”, “Niye soğuk davrandın? Bir şey mi var?”, “Mesajlarıma geç döndün, her şey yolunda mı?”.
Düzensiz bağlanma
Düzensiz bağlanmada bireyler son derece tutarsız davranışlarda bulunur ve güven problem çekerler. Fiziksel suistimal, istismar, şiddet içeren ortamda büyümek bu bağlanma stilini ortaya çıkaran başlıca nedenlerdir. Bu bağlanma modeline sahip bireyler net bir bağlanma davranışı göstermekte eksik oldukları için ilişkilerde çok yapışkan biri olmakla bağımsız, mesafeli biri olmak arasında tutarsız davranışlar gösterirler. Reddedilme korkusu ile devam eden ilişkileri bireyin özsaygı ve özgüvenini de olumsuz etkiler.
Peki bu hep böyle mi gitmek zorundadır? Sanılanın aksine küçüklükte oluşan bu olumsuz bağlanma modelleri bir kişilik özelliği değildir ve yetişkinlikte olumlu ve sağlıklı ilişkiler ile değişebilir. Bağlanma stilinizi tanımak ilişkilerde verdiğiniz kararların neden ve sonuçlarını anlamaya ve böylece daha sağlıklı bir ilişki yaşamaya yardımcı olur. Böylece güvenli bağlanma ortaya çıkar.
Güvenli bağlanma
Güvenli bağlanmada kişiler yakınlık kurma konusunda bir sorun yaşamaz ve terk edilme korkusu ile hareket etmezler. Böylece bireyin özsaygı, öz sevgi ve özgüveni de zarar görmemiş olur. Birey partnerine karşı daha karşılık verici ve kabullenicidir. Kendini ve partnerini tanımak güvenli bağlanarak ilişki kurmanın ilk adımlarından biri olabilir. İlişkide saplantılı ya da kaygılı bir durumda değildir. Sağlıklı bir şekilde ayrışabilir, ayrışma sonrası tekrar sağlıklı bir şekilde bir araya gelebilmektedirler. Yanı sıra ilişkilerini durumsal olarak değil, genel olarak değerlendirirler. İlişkilerinde ihtiyaçlarının karşılanacağına inanırlar. Kendilerini güvende ve rahat hissedebilirler. İstek, ihtiyaç ve duygularını rahatça ifade edebilirler. Aynı zamanda güvenli bağlanan kişiler, romantik ilişkilerinde kendilerine benzer şekilde güvenli bağlanabilen kişileri tercih ederler. Dolayısıyla da çatışmasız, stabil ve öngörülebilir ilişkiler yaşarlar.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio